İFLASIN ERTELENMESİ

İflasın ertelenmesi, borca batık durumda olan bir sermaye şirketinin (anonim, limited, kooperatif şirketin) mali durumunun iyileştirilmesinin mümkün olması halinde o şirketin iflasının önlenmesini sağlayan bir kurumdur.
Türk Ticaret Kanunu m.324 ve İcra İflas Kanunu m.179/a, b gereğince, koşulları olduğu taktirde uygulama imkanı bulunan iflasın ertelenmesi, iyi niyetli borçlu şirkete tanınmış bir fırsattır.
Normal koşullarda, TTK madde 324 gereğine, alacakları borçlarını karşılamayan bir şirketin aktifleri şirket alacaklarının alacaklarını karşılamaya yetmediği takdirde yönetim kurulu bu durumu derhal mahkemeye bildirmek zorundadır. Mahkeme bu takdirde şirketin iflâsına hükmeder. Ancak, şirketin durumu düzelebilecek ise, bu durumda, şirkete bir şans daha tanınarak, bir yıllık süre için iflasın ertelenmesine mahkeme karar verebilir. Bu kararla birlikte, Şirketin daha zor duruma düşmemesi için hakkındaki icra takipleri durdurulur.
İflasın ertelenmesi, Şirket yönetim kurulu tarafından alınacak karar üzerine ticaret mahkemesinde açılacak bir dava ile talep edilir. Dava dilekçesinin ekinde, iflasın ertelenmesini isteyen şirket tarafından mahkemeye ayrıntılı ve gerekçeli bir iyileştirme projesi sunulmalıdır.
Böyle bir talep üzerine mahkemece bu şirketin öncelikle borca batık durumda olup olmadığı araştırılır. İkinci aşama olarak, şirket borca batık durumda ise bu kez işlerin düzelmesinin mümkün olup olmadığı araştırılır. Bunun için borçlu şirket tarafından mahkemeye ibraz edilen bilanço ile mali durumun iyileştirilebilmesi için şirket tarafından bildirilen proje üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak bir sonuca gidilir. Önerilen iyileştirme önlemlerinin şirketin mali durumunu düzeltmeye elverişli olup olmadığının belirlenmesi özel bir bilgiyi gerektirdiğinden, bu konuda bilirkişinin görüşüne başvurulması zorunludur.
Mahkemece, konusunda uzman bilirkişi kurulundan rapor alınarak önerilen önlemlere göre şirketin durumunun iyileştirilmesinin mümkün görülmesi halinde, iflasın ertelenmesine karar verilir.

İyileştirme projesi şirketi iflas halinden kurtaracak ölçüde ciddi ve inandırıcı olmalıdır. Davacı şirket hakkında ileri sürülen itirazların ve diğer somut vakıaların tek tek değerlendirilmesi ve iyileştirme projesinin ciddiliğinin bu suretle saptanması gerekir. Afaki bilgilere göre yapılmış projeye dayanılarak verilen iflasın ertelenmesi kararını Yargıtay kabul etmemektedir. Bu çerçevede, TTK m.324 gereğince, borca batıklık bilançosunda aktifler rayiç değerinden bilançoya geçirilmelidir.

Yasaya göre, iflasın ertelenmesi süresi hakimin takdirine bırakmıştır. Yargıç süreyi belirlerken şirketin durumunun iyileşebilmesi için gerekli olacak uygun bir süreyi saptamalıdır. Ancak, bu süre bir yılı geçmemek üzere saptanmalı ve fazla uzun tutulmamalıdır. Bu süre daha sonra birer yıllık süreler halinde uzatılabilir. Yasaya göre uzatmalarla birlikte verilecek toplam süre dört yılı geçemez.


İflasın ertelenmesine karar veren mahkemenin, işten anlayan, şirket dışından bir kayyum tayin etmesi, kararda kayyumun görev ve yetkileri ile iflasın ertelenmesi kararının etkilerini hükümde belirtilmesi gerekir.
Mahkeme, yönetim organının yetkilerini tümüyle elinden alıp kayyıma verebileceği gibi yönetim organının karar ve işlemlerinin geçerliliğini kayyımın onayına bağlı kılmakla da yetinebilir.
İflasın ertelenmesi durumu erteleme talebinde bulunan şirketin çıkarları göz önüne alınarak düzenlenmiş ise de alacaklıların da çıkarları kuşkusuz korunmalıdır. Şirket borçlarının muvazaalı olarak aktiften fazla olması sonucunu doğuracak kötü niyetli davranışların önüne geçmek ve şirketin borca batık durumda olmadığını, iyileştirme projesinin yeterli bulunmadığını kanıtlama olanağı vermek amacıyla iflasın ertelenmesi talebinin İİK.nun 166/2. maddesinde öngörülen usulle ilan edilmesi gerekir. İlan üzerine borca batıklık durumu ve iyileştirme projesine itiraz edenler varsa bu itirazlar değerlendirilip erteleme koşullarının bulunup bulunmadığı araştırılarak varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.
İİK 179/a maddesi gereğince, İflasın ertelenmesine karar veren mahkeme, şirketin veya kooperatifin malvarlığının korunması için gerekli her türlü önlemi iyileştirme projesini de göz önünde tutarak alır. Erteleme kararı üzerine borçlu aleyhine 6183 Sayılı Kanuna göre yapılan takipler de dahil hiçbir icra takibi yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur. Mahkemece SSK ve Vergi Dairesi yönünden takip imkanı tanınması yasaya göre mümkün değildir. Esas olan bütün icra takiplerinin durdurulmasıdır. Aksi taktirde istenilen amaç gerçekleşemez. Ancak mahkeme, maddi hukuk alanında sonuçlar doğuran muhafaza tedbirleri vermemelidir. Ayrıca alacaklıların alacaklarını tahsil amacıyla kullanabilecekleri takas, mahsup, hapis hakkı gibi hukuki işlemlerin durdurulması da yasal düzenlemeye uygun değildir. Aynı şekilde, rehin ve blokaj kayıtlarının kaldırılmasına da mahkemece karar verilemez.
İflasın ertelenmesi talebinde yetkili mahkeme İİK.nun 154/son maddesi uyarınca borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yer mahkemesidir. Mahkemece borçlunun sicil dosyası getirtilerek erteleme talep edildiği tarihte muamele merkezinin neresi olduğu saptanıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.

Bu tür davalar hasımsız olarak açılırlar. Ancak, alacaklılar ve diğer ilgililer davaya müdahil olabilirler.
Yasa gereğince, iflasın ertelenmesi talepleri öncelikle ve ivedilikle sonuçlandırılır.
Mahkeme erteleme kararının hüküm fıkrasını bir gazetede ilan eder ve gerekli bildirimleri yapar.

Av. Başar YALTI Sektör Dergisi : Onduline Dünyası

Av. Dr. Başar Yaltı
[email protected] | 0212 347 22 41
Cemil Aslan Güder Cad. Mobil Sit. Eser Apt. No:13/7 Gayrettepe, İstanbul